Kolon Polipleri ve Kolon Kanserinden Korunma
Kolon polipleri, kalın bağırsağın yüzeyini örten tabakanın (mukoza) anormal büyümesi sonucu gelişen ve bağırsak kanalı içine doğru büyüyen et parçalarıdır. Batı toplumunda 50 yaştan sonra sıklıkları artar ve 60 yaş üzerindeki kişilerde sıklığı %30’lara ulaşır. Günümüzde kalın bağırsak kanserlerinin % 95‘inin kolon poliplerinden oluştuğu kabul edilmektedir. Kolon kanserleri Batı toplumlarında en sık rastlanan kanserler arasında üçüncü sırada, ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sıradadır.
Kanserleşme adenomatöz poliplerde görülür. Bunların alt grupları tubuler adenoma, tubulovillöz adenoma ve villöz adenomadır. Bir polibin kanserleşmesi için 8-10 yıllık bir süre gerekir. Tek bir polipte kanserleşme riski %8 iken 10 polip varlığında bu risk %37’ye çıkar. Yine polibin çapı arttıkça kanser riski artar. Örneğin 2 cm’yi geçen poliplerde patolojik tipe göre bu oran %35-47 arasındadır. Kanserleşebilen yapılar oldukları için kanserleşme olmadan çıkarılması kişiyi bağırsak kanserinden korur.
Kolon polipleri belirtileri nelerdir?
Genelde hiçbir belirti olmaz ve polipler kalın bağırsağın boyalı film (kontrastlı kolon grafisi) veya kolonoskopi ile incelenmesi sırasında bulunur. Bazı poliplerde akıntı ve makattan kanama olabilir. Çok büyük poliplerde bağırsağın tıkanması ile ilgili olarak kabızlık, karında şişme gibi şikayetler olabilir. Villöz adenomlarda ishal ve buna bağlı potasyum kaybı, bunun sonucunda da halsizlik ve kalp ritim problemleri oluşabilir. Bazen polipler uzun süreli azar azar kanama yaparlar, gözle görülür kanama olmadan kişide kansızlık gelişir ve nedenini araştırırken yapılan kolonoskopide polipler saptanabilir.
Tanı yöntemleri nelerdir?
En iyi tanı yöntemi endoskopik tetkiklerdir. Dışkıda gizli kan bakılması pozitif çıktığında polibi düşündürebilir, ama negatif çıktığında olmadığı anlamına gelmez. Kontrastlı kolon grafisi veya sanal kolonoskopi polipleri gösterebilir ancak bu yöntemlerde saptanan polibe müdahale edilemez.
Sigmoidoskopi veya kolonoskopi ile doktor ucunda kamera olan bükülebilir bir tüple bağırsağın içini televizyon ekranına benzer bir ekranda direkt görebilir. Sigmoidoskopide ilk 60 cm gözlenir, kolonoskopide ise tüm kalın bağırsak ilaveten ince bağırsağın son kısmı görülür. Bu incelemeler hastaya ağrı kesici ve sakinleştirici vererek hasta rahatsızlık hissetmeden yapılabilir.
Günümüzde 50 yaş üzerindeki kimselere kolon kanserinden koruyucu değeri gösterildiği için kolonoskopi önerilmektedir. İlk yapılan işlemde polip saptanmazsa özel bir şikayet olmaz ise 5 yılda bir tekrarlanması yeterlidir.
Kolonoskopide saptanan polipler hot biopsi veya snare denilen kolonoskop cihazının içinde ilerletilen kotere bağlı cihazlarla yakılarak tamamen çıkarılabilir. Çıkarılan polipler patolojide incelenir ve alt grubuna göre hastanın takip sıklığı belirlenir. Eğer polip sigmoidoskopide saptanmış ise bağırsağın diğer bölümlerini de görmek için mutlaka kolonoskopi yapılmalıdır.
Kanser tanısı olan hastalarda takipte kullanılan karsinoembriyonik antijenin (CEA) tarama amaçlı olarak kullanılması yanlıştır. Dışkıdan yapılan genetik testlerin polip ve kanserdeki tanı değeri belirsizdir, günümüzde tarama ve tanı için tek başına önerilmemektedir.
Kimlere kolonoskopi yapılmalıdır?
- 50 yaş üzerindeki kişilere tarama testi olarak önerilmektedir. Birinci derecede akrabasında kolon kanseri/ polibi olanlarda bu yaş sınırı 40 olabilir.
- Kalın bağırsak kanseri hikayesi olanlar
- Kalın bağırsak polibi hikayesi olanlar
- Ülseratif Kolit ve Crohn hastalığı (8 yıldan fazla süre ile hasta olanlarda risk artar)
- Meme, yumurtalık ve rahim kanseri olanlar
- Açıklanamayan karın ağrısı olanlar
- Dışkılama alışkanlığında değişme olanlar
- Sebebi açıklanamayan demir eksikliği saptanan kişiler
- 50 yaş altında bile olsa hemoroide bağlı olmadığı düşünülen makattan kanamalar