Ana Sayfa / Sağlık Rehberi
Makaleyi Yazan: Uzm. Dr. Makbule Ulusoy
Makale Tarihi: 10 Mayıs 2019
Modern hayatın getirdiği sedanter yaşam, hareketsizlik ve sağlıksız beslenme bir metabolik disfonksiyon olan Metabolik Sendroma yol açar.Bu sendrom genellikle obeziteye eşlik eder. Avcılar Hospital Dahiliye (İç Hastalıkları) Bölümü doktoru Uzm. Dr. Makbule Ulusoy “Metabolik sendrom” hakkında bilgi verdi.
Metabolik Sendromlu hastalarda abdominal obezite yani bel çevresi ölçüsünde artış, kan basıncı yüksekliği (hipertansiyon), kan şekeri yüksekliği, trigliserid yüksekliği ve iyi kolesterol olan HDL kolesterol düşüklüğünden oluşan tanı kriterlerinden en az üçü bulunur. Kilo arttıkça Metabolik Sendrom sıklığı artar. Obez olgularda vücut ağırlığının yaklaşık %10 azalması eşlik eden diğer bozukluklara olumlu etki yapar.
Metabolik Sendrom gelecekte şeker hastalığına ve kardiyovasküler hastalık gelişme riskini arttırdığı için çok önemlidir. Şeker veya kalp hastalığı gelişen hastalarda kalp, beyin, böbrek ve göz gibi hayati organlar zarar görür. Bu nedenle Metabolik Sendromun erken tanınıp tedavisinin düzenlenmesi hayati organlarımızın korunmasına yardımcı olur.Yapılan kan tetkikleri ile kan şekeri ve lipid profili kolayca öğrenilebilir. Ayrıca zaman zaman yapılan tansiyon ölçümleri ile erken dönemde hipertansiyon yakalanabilir.
Metabolik Sendromlu hastalar mutlaka yaşam tarzı değişikliği yapmalıdır. Yaşam tarzı değişikliğinin eşlik eden obeziteye de olumlu etkisi olacaktır.
Hastalara kalori ve tuz kısıtlanması,düşük glisemik indeksi olan gıdaların tüketilmesi, diyetlerinde yüksek lifli besinlere yer verilmesi ve Akdeniz tipi beslenme gibi sağlıklı beslenme tarzları önerilir.Sağlıklı beslenmenin yanında günde yaklaşık 30 dakika kadar tempolu yürüyüş gibi düzenli egzersizin yapılması kilo kontrolüne, kan şekeri ve lipid profili ile beraber kan basıncı yüksekliğine de olumlu etkiler yapar.